Kovalayan gördün mü hiç kendini geçmişten
Koşmaktan yorulan bir at duydun mu
Ben bilmezdim hiç bu sarhoşlukları
Orda bir gece ağlamıştık biraz
O kadardı sanmıştım
Göğsün öğretti bana insanın bir de aşkı olduğunu
İçi çopurlaşan bir güneş için
Kadim kelimelerle dolduğunu
Baharmış çünkü
İnsanın acziyle kahrolunan sabaha
İnsanın aczinin secdesiymiş
Kaçırmak tüm varoluş vakitlerini
Bir kızılda unutup gitmek onu
Çünkü geceler
Düşmek bilmez kum taneleri
Geceler güzelliğinin hırsızı
Geceler, komodinde resmin
İçinde saçlarını yaran tarak
Ve binbir renkli yüzün
Cephe kuruyor kaşlarımın tam ortasına Uyumuyorum, uykum yok, kabusum,
Tutunup ayakta duruyorum sana
Kimseye bakmıyorum inan
Sen hariç tüm sesleri duyuyorum ama
Kafların dağların ardına dek
Beni bıraktığın o uçurumda seni arıyorum
Beni adımla çağır
Adımın başladığı yerde tökezliyor kalbim
İnan bir güneş kaç kez devrilir
Kaç kez biçimlenir insan kendinde bilmiyorum
Yalnız seni biliyorum sana giden yolları
Mütemadiyen orda yürüyorım
Son kez söylüyorum sana
beni adımla çağır.
Bana
Kulağıma okunan ezanla başla