StatCounter

Terleyen bir at dedi ki:

10 Mayıs 2024 Cuma

Es Geçen Bahar

Mevsimler geçerdi
İklimler katlanır
Manşetler değişir dururdu 
Ne de olsa ben 
Yine severdim seni

Benim sözüm bundan ibaret
Ne o ağladığın resimler 
İçlendiğin vapurlar
Ne de dişlerini kamaştıran yarınlar
Bende bunların hiçbiri olmaz
Birim denizdir benim ikim ıhlamurlar

Haydi durma sen 
Tüm kapıları kapat boynumla
Ellerim büyülüdür onları da alabilirsin
Nefesindi değerdi dünlerime
Bakışındı zararsız sandıydım
Ekmeğe sarılman
Suya dokunman
Tufan

Tam da şimdi bu ara 
Suçladığın bu adamdan 
Kapkara benekler dökülür göğüslerimden
Böylesi hayret akşamlardan 
Bilsen ne kalır dudaklarımda

Kuşluk vaktinde kapımı çalan sendin
Ezanı mizan edendin, şarabı suyla seyrelten
Nefsimi kuruttun, gövdeme mor bir nehir 
Akıp durdun gizlice, geceye emir verendin

İşte sanıklarsın adını
İşte gözlerinden kaçan
Gemiler için Nuh'larla konuşan
İşte beyaz ve ağır bir yol 
Var olduğum
İçinde çokça 
Var öldüğüm 
Sonra 

Sonra
Biçimsiz o kitaptan bir sahife katlanır
Çözer muska niyeti, mor menekşe paklanır
Uçup giden baharda, mahzun bir aşk saklanır
Dilimde tövbe diye şakır bir kuş musun sen 

Adımda soy adımda bir kereste ballanır
Yüzümde sol gözümde bir dolunay yoklanır
Kafi diyip susarım, tüm şecerem aklanır 
Zamana rest çektiğim ilk gençliğim misin sen

İki dost bir derede yabancıyla rastlaşır
Niyaz nedir özüne, gönül burdan taşlaşır
Zemheri kum tanesi bilmem nasıl yazlaşır
Şehrimin es geçtiği o ilk bahar mısın sen

Sökül derim göğsüme, tüm acılar dallanır
Amadeyim bir söze, ipim yokta sallanır
Var olduğum çift göze dünüm neden urlanır
Damarlarımdan sızan aşk ateşi misin sen

5 Mayıs 2024 Pazar

Reddi Güruh

1.

Kim bilir ne güzelsindir o latin dillerinde ben bilmem
Suların aya karışıyordur kim bilir
Bir dalga kıran örtmüşsündür üstüne
Üşümemelisindir

Yani buharı tutup kanattığım plastik
Ya da bir gül, fesleğen, yaban mersini
Ben koklamasını bilmem ki
Görüp duyduğunun ötesinde
Dokunduğun her taş kirlidir yavrum
Kirlisin sen de
Ellerini açmalısın değmek için kalbine
Bir dörtgenin çevresini usulca geçmek için
Ürkütmeyesin diye yassı bir kelebeği

Öperek göğün mavisini
Ki tek
Ki öteden beri
Beni ol
Beni ağla diye sarılmışım ya boynuna

Yalan değil ya bunların hiçbiri
Yalan değil ya seviştiklerimiz       
Öz türkçemizle ne diyoruz biz buna
Bazı münhasır gecelerde
Bazı müstehcen sözler ötmüşümdür şahsından
Elhamdulillah ki Türkçe

Günahını almışımdır belki de kim bilir
Ağzın nesir olmuştur dilime
Hiç ses etmeden konuşman diyalektik       

Oysa
Buralarda bir yerde yanılmıştır ya Maslow
Yeterince mavidir ya gözlerin
Şu yana baksın
Kim bilir ne güzelsindir o latin dillerinde
Benim hoyrat söylerim üstü kalsın

2.

Dedim hakkım varmış gibi yağmuru yağdırmaya
Sabrım kalmış gibi gök kuşaklarına
Kadar unutkan
Kadar diri sesimle 
Merhaba

Sevdiğimi söyledim, gülmüştün
İncecik bir isyanla karşılık vermiştin oysa
Benden daha derin
Ve tenha
Göz dikmeden çöllere 
Düşlere meraklanmadan
Bir bahane bulmadan tüm yaşananlara

Çünkü yıkılmaz bu korkuluklar
Çünkü sabahın başka bir ismi var
Çünkü cürmün kadar heybetin 
Kadar denizleri köpürten bir ismin var

İlkler daima acıtır
Kılıcın kınından ilk çıkışı
Kör bir bıçağın ilk ziyareti kalbe
Serbest bir damardan fışkıran yüzün

Gerçekleri yazmak isterdim ah dişlerim olmasaydı
Sürüklenen bu acının dişlerimde yankısını
Duymazdım bu kadar sessiz kalmasaydın

İlkler daima şaşırtır
İkide uzlaşmacı hali dünyanın
Yalnızlıktan payına düşeni alırsın