StatCounter

Terleyen bir at dedi ki:

25 Ocak 2024 Perşembe

Ihlamurlar

Ben gidince bir daha gözlerini kaçırma
Kokla ıhlamurları onlar ayrılık bilmez
Kurusa da toprağı sakın öksüz bırakma
Gün olur bahar gelir de dalları eğilmez

Bana kalbim yetmiyor yalnız seni taşıyan
Ben gidince ağlama sular boyum aşıyor
Musa'ydı asasını hep kalbinden çıkaran 
Bu yenilgi bana çok atım yolu yolmuyor

Geç kaldık göremedik toparlanan baharı
İki adım ötede cemre düşmüş bir baksan
Ben gidince körükle yanıp sönen buharı
Kondüktöre haber sal yangın çıktı bu akşam

Seni bir kez görmeyen hasreti acı bilir 
Seni düşlemeyene ne sebil ne su gerek
Ben gidince turnalar düşlerinde gezinir 
Öyle dilek diledim elim yüze sürerek

Ben gidince başını beyazlarla donatma
O masumiyet zaten saçlarına tel olmuş
Bir daha kıpkırmızı, sofralarda oturma
Sende kalan satırlar nefesimde kül olmuş

13 Ocak 2024 Cumartesi

Huzurdan Hazin

Cüzdanın ıslak
Bileklerin doğru açıda
Ve seyrelmektesin gittikçe kanından
Unuttukça açıl! Açıl susam
Afsunlu elleri var akşamların 
Tüm sarhoşluklarına bir bahane barındıran

Eksik satırları kovalamaktan hallice sevdan
Göze göz çünkü küle buz
Duvara yakışan saati kolunda taşır gibi
Baktıkça yokuşa akmayı 
Adın bile kıraatle okunmamışken daha

Çünkü yabancısın isimsiz odalarda tüm nefsini saçmaya
Avaz avaz öğürmeye 
Saçlarını toplamaya
Rüzgardan sakınmaya

Anıların kalkacak bi kabuğu yok zira
Ensesinde birikenler yok 
Diz çöküp yalvardığı, affa koştuğu
Ağzından koparıp dişlerini 
Şaraba mecalsiz yakalandığı
Anıların kabuğu yok zira 
Yaralardan ve kalın arterlerden sonra
Kapının açılacağı başka bir durak da

Affoluş üstesinden gelemediğin bir muamma
Kapısından geçemediğin,
Tutunamadığın toprağına
Olağanüstü renkler kalmış geride
Kimi sakallarına karışmış, kimi ellerine
Akışta filizlenmiş ayırt edemeden 
Baktığını
Gördüğünü

De ki: Ey özlemek sen
Ne çok kirsin ne çok ölümlü
Yastığımda aynasın
Ensemde budak 
Göğsümde sakız

Sıyrılıp gelsen ya bütün üzerliklerinden