Ben şuracıkta mayışırken bir türküden
Belki de sen upuzun bir yoldan eve geliyorsun
İki uzun kanat yapmışsın kendine
Telli duvak; beni orda görmüyorsun
Ben şuracıkta mayışırken bir pıhtıdan
Belki de sen ellerinle çeyizini yırtıyorsun
Evi alev almış bir kızsın üstelik
Bu yangını mütemadiyen gözlerinde saklıyorsun
Bir sus var bizim tam ortamızda
Kaçışıp durduğumuz bir es
Yazılmış desen değil
Gücünü ölçmeye çalışmak gibi sönmüş bir depremin
Zakkumu dilinde dolandırır gibi
Aramızdaki sessizliğin bekçisi bir ses
Yanlış anlıyorsun
Benim çakım hazır, örtüm
Kalemim cebimde
Çıkarmadığıma bakma
Göz ucuyla bak
Ordalar çocuklar
ve iki uzun ağacımız
Bil ki sarmaşık kurtulmuş dilimizden
Kurumuş otlar arasında bir küçük orman
Devrile devrile biçimlenmiş
İki kız bir oğlan
Bir de denize salınan şu salıncak
Tırnaklarımızla kazıdığımız bahçemizden
Ben şuracıkta bir sözü ayırırken eklemlerinden
Belki de sen, o uçurumda açan
Otlara ve çiçeklere inanmıyorsun
Görüyorum hepsini bir bir
Görüyorum ve diyorum ki ben
Ne Herkül ne İsa
Yani diyorum ki ben
Açtığım tohumdan, güttüğüm koyundan öte sen
Sadece senim
Ha yer değmiş göğe
Ha nur inmiş gökten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder