Od'unu da kırardım oysa
Suyunu da taşırdım
Düşeceğin tüm çukurları kapardım da
Düşeceğin tüm çukurları kapardım da
Bana diline yeltenen ağacı göster
Çıkalım bu bahçeden, elma de
Söz dile benden testimi dağıt
Ayır koskoca dağları iklimlerinden
Söz dile benden testimi dağıt
Ayır koskoca dağları iklimlerinden
Sustun sen susunca bitti aniden telaş
İçlendin, dilinden düşmeyen bir denize
Bakıp o kızın gibi büyüttüğün denize
Niyedir sularsın tohumun kısırını
Ekmeğin bayatını
Kana kana suyun
Acısını
Niyedir
Erguvanlar yeşermez bahçemizde
Oysa bilmez
İnsanın çarmıhı da dilindedir
Asası da acıyı ilk kez tutulduğu yerden devşirir
Sen ne kadar inkar edersen et
Bir elin durmadan göğsüme yeltenmektedir
Biliyorsun, adın gibi biliyorsun
Sen ne kadar inkar edersen et
Bir elin durmadan göğsüme yeltenmektedir
Biliyorsun, adın gibi biliyorsun
Kurtlanmış bir tabaktır bu dünya
Sevinçleri rahim
Üzünçleri dilemma
Görüyorsun
Bu ayarsızlığı, bu Allah'sızlığı
Bu yalnızlığı iki eli arkasında kavuşmuş
Dönecek bir yön bırakmamış bana
Bunların hepsini biliyorsun
Biliyorsun, peki bana ne diye bu histerikli yüzünle gülüyorsun
Şu dünya seninle çekilecek bütün resimlere vardım
Gittin
Gidişine verilecek başka bir poz bulamadım
Sesimden ötesini istemedin bedende
Bir şiir miktarınca yer almak kalemimden
Misafir ne kelime ev sahibiydin
Vallahi de sen billahi de sen
Tesbih tesbih döküldün dişlerimden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder